30. YIL

Tam tamına 30 sene geçmiş; 10 gün önce 14 Martta Bursa Tabip Odası’nda düzenlenen nazik bir törenle tabip odası başkanının elinden 30. Yıl plaketimi alırken mevcut ömrümün yarısından daha fazlasını işgal etmiş olan hekimlik pratiğimin ve öncesindeki 6 yıllık tıp fakültesi eğitimi sürecinin günleri geçti gözlerimin önünden. Daha dün gibi babamla onun da okulu olan Ankara Tıp’ın Fransız mimar Jean Walter’ın muhteşem eseri olan morfoloji binasının görkemli merdivenlerini ilk kez tırmanırken hissettiğim bambaşka duygular ve babamın da hocası rahmetli Fuat Aziz Göksel hocamızın 1988 yılında sırtındaki pelerinle adeta bir şövalye gibi ilk dersimize gelip o olağanüstü karizmasıyla, “Hoş geldiniz 94’lüler” diye bize seslenişi.  Hayır; asla öyle her dakikası keyifliydi demek gibi alışıldık laflar söylemeyeceğim. Elbette çok mutlu günlerim oldu, hastalarımın sağlığına kavuştuğunu gördüğüm, onların şükran dolu bakışlarını hissettiğim; ama çok kötü günlerim de oldu, kollarımda son nefesini veren pek çok anne, baba, kardeş ve dost oldu. Gerekli profesyonelliği sağlayıp duygularıma hakim olmak her zaman mümkün olmadı.

Hatalarım da oldu elbette ama vicdanımın sesi ve bilimin yol göstericiliği ile elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.

Ve bu 30 yıllık acısıyla tatlısıyla bambaşka bir serüvenin sonunda, beni yetiştiren anneme, babama, hocalarıma, her hekim gibi kendilerine ayırmam gereken zamandan çaldığım aileme ve hayatlarını bana açan ve güvenen hastalarıma çok teşekkür ediyorum.