ANILAR VE MEKANLAR…

Bu fotoğraf, hemen her gün işyerime giderken yanından yürüyerek geçtiğim Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Hastanesi’nin fotoğrafı; daha doğrusu enkazının fotoğrafı. Birkaç gün önce birkaç iş makinesinin marifetiyle yerle bir edilen hastaneden geriye kalanlar…

İçerisine hiç girmedim, çok estetik bir mimarisi olduğunu da söyleyemeyeceğim. Eminim, yetkililerin de hastanenin yıkılmasını gerektiren ‘deprem yönetmeliğine aykırılık’ gibi geçerli bir sebepleri mutlaka vardır; bunu tartışmayacağım. Benim işaret etmek istediğim nokta bambaşka bir şey: Ben toplumsal bellek ve güven duygusunun önemine dikkati çekmek istiyorum. Her ikisinin de oluşumunda, mekanların ne kadar önemli bir rolü olduğunu biliyorum. Tamtamına 33 yıl önce canım babamın, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin o muhteşem Morfoloji binasını gezdirirken, ondan 25 yıl sonra aynı fakültenin o uzun merdivenlerini çıkarken hissettiğim güven ve aidiyet duygusunu sizlere anlatamam. Bir insanın değil torunlarına, çocuklarına dahi “Bak, ben burada doğmuşum, burası benim okulumdu” diyememesi ne kadar acıklı. Ben, içerisinde bulunduğumuz hızlı tüketim çağında, anılarımızda yer eden mekanların da bu eğilime kurban gitmesini büyük bir üzüntüyle izliyorum.