FONKSİYONEL TIP NEDİR ?
Pek çok kişi bana ülkemiz için yeni bir kavram olan fonksiyonel tıbbın ne olduğunu soruyor. Ben de Fonksiyonel Tıp Enstitüsü (IFM)’in kendi tarifini çevirdim ve buraya kısaltarak koydum.
Fonksiyonel Tıp 21. Yüzyılın sağlık hizmetleri ihtiyaçlarına daha iyi hizmet eden tıbbın dönüşümsel sürecinde geldiği son noktadır.
Hastalık odaklı geleneksel tıbbi yaklaşımlardan hasta odaklı bir pratiğe yönlenen fonksiyonel tıp sadece belli başlı semptomlara (belirtiler) odaklanmaktansa kişiye bütünsel bakış sağlar. Fonksiyonel tıp uygulayıcıları hastaların hikayelerine odaklanarak genetik, çevresel, yaşam stili faktörleri arasındaki etkileşimleri ortaya koyarak bunların uzun dönemli sağlık ve kronik karmaşık hastalıklara etkisini araştırırlar. Böylece fonksiyonel tıp, her hastaya özgü sağlık ve canlılık durumunun ortaya çıkmasına katkıda bulunur.
Fonksiyonel Tıp; kompleks kronik hastalıkların kök sebeplerini ortaya koymayı, onları önlemeyi ve kaçınılmaz olarak oluştuklarında tedavi etmeyi ilke edinmiştir. Fonksiyonel tıp yaklaşımının başlıca özellikleri şunlardır:
- Hasta odaklıdır: Fonksiyonel tıp merkezine hastayı yerleştirerek, sağlığı sadece hastalığın olmama durumu olarak değil; pozitif bir canlılık hali olarak görür. Hastanın hikayesini ayrıntılı bir şekilde dinleyen fonksiyonel tıp doktoru, hastayı bu keşif sürecinin içerisine dahil eder ve o hastaya özgü tedavi programını düzenler.
- Bütüncül ve bilimsel tabanlı bir yaklaşımdır. Fonksiyonel tıp hekimi hep görünenin ötesindeki nedenlere odaklanıp hastanın geçmişi, yaşam şekli ve fizyolojisindeki karmaşık bağları ortaya çıkarmaya çalışır. Bütün olarak işlevselliğe ait, hastanın kendine özgü genetik yapısı yanı sıra içsel ( akıl, vücut, ruh) ve dışsal (fiziki ve sosyal çevre) faktörleri değerlendirilir.
- En iyi tıbbi pratikleri bir araya getirmeye çalışır: Fonksiyonel tıp geleneksel batı tıbbı ile bazılarınca ‘alternatif’ veya ‘bütüncül’ olarak nitelenen tıbbı bir araya getirip, önleyiciliğe odaklanır; diyet, beslenme ve egzersiz yoluyla, en son laboratuvar metodlarını; ilaç, bitkisel ilaçlar, takviyeler, tedavi edici beslenme programları, detoksifikasyon programları ve stres yönetim tekniklerini kullanır.
Fonksiyonel tıp hekimleri, kişide bulunması muhtemel klinik dengesizlikleri, hastadan aldıkları ayrıntılı anamnez, fiziksel muayene ve laboratuvar testleri ile değerlendirirlerken şu faktörleri göz önüne alırlar:
- Çevresel Etkenler: Soluduğunuz havadan, içtiğiniz suya, beslenme programınızdan yediğiniz yiyeceklerin kalitesine, fiziksel egzersiz durumunuzdan, maruz kaldığınız toksik maddelerden geçirdiğiniz ruhsal travmalara kadar pek çok çevresel etkenin hepsi sağlığımızı etkiler.
- Vücut-ruhsal yapı yapıtaşları: Ruhsal, spirütüel ve psikolojik faktörlerin hepsi sağlığımızı etkiler. Bunu bilen fonksiyonel tıp hekimi size bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşır ve sadece fiziksel belirtilerinizi göz önüne almaz.
- Genetik yapı: Her ne kadar bazı genler bazı hastalıklara karşı bizi daha duyarlı kılıyorsa da DNAmız değişmez alın yazımız değildir. Yeni araştırmalar gösteriyor ki; çevremizdeki her şey ve hatta deneyimlerimiz, yaklaşımlarımız ve inançlarımız bile genlerimizi etkileyebilir. Bu şu demektir: Genlerimizin işlevselliği ve kendilerini ifade tarzları değişebilir.
Altta yatan kök sebepleri ve işlev bozukluğunu tetikleyen durumları araştıran fonksiyonel tıp hekimi ana işletim mekanizmalarını deşifre eder. Bu mekanizmalar vücudu hayatta tutan ana devrelerdir ki bunların bazıları hücresel düzeyde olup hücrelerin faaliyetlerini, onarımlarını ve hayatlarını sürdürmelerini sağlayan sistemleri içerirler. Bu mekanizmalar daha büyük biyolojik fonksiyonlarla da ilişkilidir. Örneğin:
- Vücudunuz toksinlerden nasıl kurtulur
- Hormon ve nörotransmitterlerlerin düzenlenmesi
- Bağışıklık sistemi fonksiyonu
- İltihabi süreç cevapları
- Sindirim, besinlerin emilmesi ve sindirim sisteminin sağlığı
- Yapısal bütünlük
- Psikolojik ve ruhsal denge
- Enerjinizi nasıl ürettiğiniz
Fonksiyonel tıp hekimi bu mekanizmalardaki dengesizlikler halinde otaya çıkabilen hastalıklara hastayla arasında ‘iyileştirici bir ortaklık’ inşa ederek müdahalede bulunur.