“KOLAYLIKLA VAZGEÇEBİLECEĞİMİZ KUVVETLİ İNANÇLARIMIZ”
Doğru çevirip çevirmediğimden emin değilim. Başka öneriler olursa elbette açığım ama çevirisini yaptığım sözler Paul Saffo’ya ait. Orijinali: “Strong Opinions Loosely Held”. Saffo, Stanford Üniversitesi’nde “Öngörü” dersleri veren bir profesör. Kendisi bu terimden hoşlanmadığını söylese de bir çeşit fütürist yani gelecek bilimci. Büyük firmalara uzun dönemli öngörü hizmeti veriyor. 2008 yılında kendi internet sitesinde yazdığı ve açıkladığı bu özdeyişe bayıldım ve sizlere de aktarmak istedim.
Saffo şöyle diyor: Ben elimdeki bilgiler aracılığıyla kendimi geçici bir öngörü yapmaya zorlarım ve elde ettiğim belirteçler ve daha ileri bilgiler aracılığıyla kazandığım derinlemesine bakışı kullanarak bu geçici öngörüyü sistematik olarak parçalar ve atarım. Bu metodolojiyi birkaç kez uyguladıktan sonra işe yarar bir öngörüyü oluşturmak çok daha kolaylaşır. İçsesinizin sizi ne kadar mükemmellikten uzak olursa olsun bir sonuca ulaştırmasına izin verin; bu “kuvvetli inanç” kısmıdır. Daha sonra da kendi düşüncenizin yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışın ki bu da “kolaylıkla vazgeçebilme” kısmıdır. Yaratıcı bir şüphe içerisinde olun. Düşüncenize uygun olmayan bilginin peşinde koşun, tam tersi yönü gösteren işaretlere odaklanın. Sonunda sezgilerinizin sizi yarattığınız karmaşa içerisinden yepyeni bir hipotezle çıkaracağını göreceksiniz ve tabii ki onu da acımasızca paramparça etmeye hazırlıklı olun.
Medium yazarı Ameet Ranadive’nin vurguladığı gibi bu neredeyse insanüstü olgunluğu gösterebilmek için çevremizdeki insanların yani yakın çalışma arkadaşlarınızın sizinle aynı fikri paylaşmamaya cesaret edecek insanlardan oluşması gerekiyor. Ranadive hepimizin düşünce dünyasında içselleşmiş bazı önyargılarımız olduğunu söylüyor ve bunlardan örnekler veriyor:
- Küçük sayılar kuralı: Hepimiz istatistiki olarak anlamlılık gösteren bilgi kümesinden ziyade kendi tanık olduğumuz anekdotlar lehine bir önyargı gösteririz. Dolayısıyla bir olayı tüm topluma genelleyebiliriz
- Yanlı doğrulama önyargısı: Kendi bakış açımızı yansıtan kısıtlı miktardaki kanıtı kabullenmekte aceleci davranırken, tam tersi yöndeki kanıtları görmezden gelebiliriz.
- Şans eseri ortaya çıkması olası durumlara nedensellik atfetmek: Birbirleriyle ilişkili olmayan durumlar arasında nedensellik kurgulamak.
- Yakın zamanda olanlar lehine önyargı: Yakın zamanda ortaya çıkan olayları önceleyerek karar ve yargıda bulunmak.
Saffo’nun birkaç kelimede dile getirdiği metodolojisi bilim üretimi sürecine ne kadar benziyor değil mi? Kabul ediyorum; bilimsel süreçler özelinde ve hayatın ta kendisinde, kendi kendimizi sorgulamak pek çoğumuz için yıpratıcı olabilir, ne de olsa konformizm (uyumculuk) ana kucağı kadar güvenli bir limandır çoğu insan için.
Bu yazıyı özetleyen en iyi cümleyi elbette ki olağanüstü bilim insanı Richard Feynman’dan aldım: “Kendimizi bir an önce yanlışlamaya çalışmalıyız, çünkü ancak bu şekilde ilerleme kaydedebiliriz”.